GEOİT EKONOMİ…
Son zamanlarda Türkiye ekonomik şekli itibariyle dünyaya benzetiyorum.
1. Kutuplardan hafif basık (kırsal kesimlerin az etkilendiği, bol bol kuraklık yaşayan, yeni yatırımın ulaşmadığı, kendi bahçesinden üretim sağlayıp dış ekonomiyi çok önemsemeyen kesimlerimizin yaşadığı ekonomi.
2. Ekvatordan şişkin (merkezi doygunluğa ulaşmış, sırtım yere gelmez, piyasaları parmağımın ucunda yönetebilirim, sahibi olduğu şirketler, gayrimenkuller ve diğer enstrümanları onu ve gelecekteki tüm ailesini aksi bir durum söz konusu olmadıkça on yıllarca refah içerisinde yaşatacaktır.
3. Kendine has şekli (ılıman iklime sahip, kafa nereye biz oraya, önde biri yürüyor onu takip edeyim hiç düşmem nasıl olsa, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, üretim yapmasam yada çalışmasam da olur fakat bu maaş bana yetmiyor yine zammı var diyen yurdum insanı) kesimimiz.
Peki son dönemde yaşanan ve içinde bulunduğumuz ekonomik kriz acaba hangi şekillere yarar ve zarar sağlayacak.
Artık küçük yatırımcı olan altıncılar, USD ve EURO biriktiricileri bile yetişemez oldu piyasanın hızına.
TÜFE’deki değişim bir önceki yıl Temmuz ayına göre; %3.92, bir önceki yıl Aralık ayına göre %19,77 bir önceki yılın aynı ayına göre %38,21 ve on iki ayın ortalamasına göre %59,95 olarak gerçekleşti.
Buna göre merak edilen kira artışları %25 konut kira artışı, %65 işyeri kira artışları olarak ortaya çıktı.
Tabi bunlar yasal oranda sunulanlar!!!
Peki benzin, gıda, tekstil vb. artışların oranı nedir?
TÜFE ve TEFE oranlarının çok üzerinde gerçekleşen zam oranları ile maaşlara alınan zamlarla bile başa çıkmak mümkün değil.
Yine de yatırım yapmaya devam edebilen az sayıdaki okurlarımız için USD, EURO ve ALT döviz cinslerinin artışlarının yükseliş doğrultusunda olacağı ve bankalardaki yüksek faiz oranlarının bir süre daha devam edeceğinin kaçınılmaz olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Gayrimenkul yatırımları belli bölgelerde ve peşin alımlarda karlı olmaya devam edebilir. Fakat artan TL faiz oranları ile yatırımcılar bu dönemde nakitte kalmak isteyeceklerinden bir süre durgunluk yaşanması olası görünüyor.
Bankaların konut kredilerinde geri duruşları ve alt seviyelerde kullandırım oranları ile gayrimenkul piyasasındaki durgunluğu desteklediği de ayrıca görünmektedir.
Üretim, ihracat ve farklı yatırım kollarından istihdamın arttırıldığı, TL değerinin yeniden artarak, faiz oranlarının düşürüldüğü, her gün önünü alamadığımız zam haberlerinin azaldığı, aslında ülkemizin her kesiminin bu ekonominin bir parçası olduğu ve etkide bulunduğu unutulmadan ekonomimizin refah seviyelerde canlandığı haberlerini sizlerle paylaşabilmek dileğiyle…